Cem Kervan: Hayat hem cemdir, hem kervan.

Cem Kervan Bağlama Çalarken

Hollywood’da dünyaya gelmek, Türkiye’de bağlama çalmak.

Cem Kervan’ın ilk adı ne Cem idi ne Kervan. Geoff Carvey idi. 1958 yılında Amerika’nın California Eyaleti’nin Hollywood Şehrinde doğdu. Babası her akşam dört oğluna gitar çalıp Amerikan halk müziğinden şarkılar söylerdi. Cem’in büyük ağabeyi Tom büyüyünce Joan Baez, Judi Collins ve Bob Dylan gibi Amerikan folk (halk) müziği efsanelerine gitar çalarak eşlik ederdi.

Kardeşi Buddy ise uzun süre Hollywood’da müzik kariyerini sürdürüyordu. Buddy’nin grubu, müziklerini besteleyip icra ettikleri ve Tom Cruise’un oynadığı “Magnolia” filminin Amerikan Akademi Ödülleri (Oskarlar) Adayıydı. Buddy, “Akademi Ödülleri Töreninde meslektaşlarımın ve televizyon başında olan milyarlarca kişinin önünde gitar çalmak ve şarkılar söylemek, şimdiye kadar hayatımın en heyecan verici tecrübemdi” şeklinde konuştu.

Cem ise gitar ve piyano çalarak California’da büyüyüp üniversiteye gitti, mezun olduktan sonra California’da öğretmen olarak işe başladı. Aynı zaman da besteci olarak çok sayıda beste yapıyordu. Üç yıl sonra (1986), bir yaz tatili için Türkiye’ye geldi. Üniversite öğrencisi arkadaşları oldu. Birisi bağlama çalıyordu. Cem bunu çok severdi. Bu yüzden Türkiye’den ayrılmadan önce birkaç kaset aldı. Arif Sağ’ın “İnsan Olmaya Geldim” kasedi yeni çıkmıştı o zamanlar. Cem, “Büyülendim” diyor o yapıt hakkında. “O yaz bir karar verdim: bir an önce Türkiye’ye dönüp yerleşecektim.”

Bir yıl sonra (1987) işini, annesini babasını kardeşlerini her şeyini geride bıraktı ve Türkiye’ye gelip yerleşti. Bağlama dersi almaya başladı. Besteler yazmaya devam etti. Bursa’ya taşındı, Bursa Belediye Konservatuarının Halk Müziği bölümünde hem ders aldı hem nota bilgisi ve solfej dersi verdi. Sonra Bursa’da bir stüdyo açtı. Eserlerini deyiş-nefes tarzında Türkçe yapmaya başladı.

Yaptığı deyişlerde Cem’in manevi ve tasavvufi yönü göze çarpıyor. Dünyaya bakışı, Hakk’ın sevgisiyle yoğrulduğu hemen anlaşılır. “Âşıklar âşık olabilmek için bir pirin verdiği bade içerler derler. Ben 17 yaşındayken farklı bir şekilde bade içip âşık oldum Allah’a” diyor Cem. “O an Ruhullah hayatıma girdi ve her an benimle birlikte.”

Çeşitli şenlik ve gecelerde bağlamasını çalıp kendi bestelediği deyişlerini icra ediyor. Bursa ve İzmit Hacı Bektaş-ı Veli Dernekleri ve İzmit Tuncelililer Derneği Geceleri, Bursa ve Afyon’da Şenlikler, Antalya Abdal Musa Şenliği vb. etkinliklerde çalıp söyler. Dosttan dosta, insan olarak kendi yüreğini bu deyişlerle bizimle paylaşıyor.

2002 yılında, eşi ve iki çocuğuyla birlikte Türk vatandaşlığına geçti. Adını Cem Kervan olarak seçti. “Cem, benim için toplumsal bir ibadet ifade eder ki benim yaşamım zaten bir ibadet olsun istiyorum. Kervan ise uzun bir yolculuğu çağrıştırıyor. Benim yaşamım aynı zamanda bir yolculuktur. Uzun ince bir yoldayım. Hayatım, hem bir cem hem bir kervan olsun.”