Hollywood doğumlu Bursalı türkcü
İlk kez 1986'da turist olarak geldiği Türkiye'den çok etkilenen ve Bursa'ya yerleşen ABD'li Geoff Carvey bu zaman içinde adını Cem Kervan olarak değiştirdi. Şimdi ise halk müziği türünde üçüncü albümünü çıkarıyor.
Turist olarak geldiği Türkiye'den etkilenerek Bursa'ya yerleşen ve adını ''Cem Kervan'' olarak değiştiren ABD'li Geoff Carvey, üçüncü albümünü çıkardı. Tam bir türk halk müziği aşığı olan, kendisine ait bir türkü evi ve müzik stüdyosu bulunan Cem Kervan, ''Şahın Yücelecek Saati Geldi'' adlı son albümünde kendi bestelerine yer verdi.
Los Angeles'in, ABD film endüstrisinin merkezi Hollywood kesiminde doğan 52 yaşındaki Cem Kervan Türkiye'ye ilk kez 1986 yılında turist olarak geldiğini ve bu gezisinin tüm hayatını değiştirdiğini söyledi.
Gezisi boyunca çok güzel zaman geçirdiğini ve bu sırada tanıştığı arkadaşlarından birinin bağlama çaldığını belirten Kervan, ''Çok iyi çalmıyordu ama çok içten geldi bana. ABD'ye dönerken bir kasetçiye girdim ve 30 tane türkü kaseti aldım. Dinlerken en çok Arif Sağ'ın kasetleri hoşuma gitti. Çok sevdim onları. O arkadaşımdan bağlamasını da aldım. Döndüm ülkeme'' dedi.
Kervan, müzisyen bir aileden geldiğini, ABD'de de müzikle uğraştığını dile getirerek, ''Türkiye'den büyülenmiştim. ABD'ye döndüğümde aileme Türkiye'de yaşamak istediğimi söyledim. Onlar da kabul etti. 1987'de geldim Türkiye'ye. Evli değildim o zaman. Eşimle de İstanbul'da tanıştık. Aşık olduk birbirimize, evlendik. Çocuklarımız da Türkiye'de doğdu. Ailecek çifte vatandaşız'' diye konuştu.
''İNSANLAR ÇOK SICAK, SAMİMİ, ABD'DE BU YOK''
Türkiye'de yaşamayı seçmesinin gerekçesini, ''İnsan burada doğup büyüdüğü yerin değerini bilmiyor. Balık, denizde yaşıyor. Ama denizin nasıl güzel olduğunu, nelerin bulunduğunu bilmiyor. Türkiye çok güzel bir ülke. Gezilecek görülecek çok yer var. İnsanları çok sıcak, samimi. ABD'de bu yok'' diye özetleyen Kervan, kendisini artık bir Türk ve Bursalı olarak gördüğünü ifade etti.
Kervan, her zaman müzikle iç içe olması nedeniyle Türk müziklerini çok merak ettiğini ve en çok Türk halk müziğinin ilgisini çektiğini dile getirerek, şunları söyledi: ''Türkülerin, deyişlerin çok güzel anlamları var. Makamları, ritimleri çok farklıydı. Alışmam zaman aldı. Önce Türk sanat müziği kursuna katıldım. O tecrübeden çok şey öğrendim. Sonra aradığım şeyin bu olmadığını fark ettim ve kendime bir hoca bularak bağlama kursu almaya başladım. O bana halk müziğinin felsefi yönlerini öğretti. Çalmaya başladım. İlk başta biraz şüpheliydim, 'acaba çalabilir miyim' diye. Çünkü ritmler, gamlar çok farklıydı, ama sonunda ya ben halk müziğine uydum, ya da o bana uydu. Sonra beste de yapmaya başladım. Bu da cesaret isteyen bir işti. Benim Türk halk müziğiyle yoğrulmuş bir geçmişim yok. Baktım herkes beğendi, ben de bu yolda ilerlemeye başladım.''
ÜÇÜNCÜ ALBÜMÜNÜ ÇIKARDI
''Dem Geldi Dem'' adını verdiği ilk albümünde sözleri ve müzikleri kendisine ait olan, deyiş ve nefes tarzında 10 parçasının bulunduğunu anlatan Kervan, ''Şaha Doğru Giden Kervan'' adlı 2. albümünde çok sevdiği türkülere yer verdiğini, yeni çıkan ''Şahın Yücelecek Saati Geldi'' adlı 3. albümünde ise yine kendisine ait 19 parçanın yer aldığını bildirdi.
Türkülerini bestelerken genelde manevi, ruhsal temalardan ilham aldığını dile getiren Kervan, parçalarını Türkiye'nin değişik yerlerinde düzenlenen şenlik, anma töreni ve derneklerin gecelerinde de seslendirdiğini vurguladı.
Kervan, hedefinin yeni besteler yapmak olduğuna değinerek, ''Müziği bıraksam da o beni bırakmaz. Değişik etkinlikler yapmaya devam edeceğiz. Güzel bir ortam yaratmak istedik. Kayıt stüdyomuzda, gençlere yardımcı oluyoruz'' dedi.
Zaman zaman ABD'ye gidip geldiklerini anlatan Kervan, şunları kaydetti: ''Annem, babam, eşimin ailesi orada. Çocuklarım burada daha rahatlar, çünkü burada doğdular. Kızım Ayla, oğlum Kaya burada okuyor. Oğlum bu yıl ÖSS'ye girecek. Bir türkü evi açtık. Şiir ve müzik dinletileri düzenliyoruz. Türküler, bağlamam benim için çok önemli. Hatta Hollywood'da film müzikleriyle uğraşan kardeşim Chris'e bir bağlama hediye ettim. Yaptığı müziklerde az da olsa mutlaka bağlamaya yer verdiğini söylüyor.''